Gerçekleri okumaya hazır mısınız? Zülfü Livaneli'den Serenad

Bazı filmler, kitaplar vardır izlerken içiniz erir okurken içiniz kıpır kıpır eder. Keşke keşke bunlar gerçek olsa der, iç geçirirsiniz.

Benim bahsedeceğim kitapta içiniz sızlar, gözleriniz dolar ama anlatılanlar bir hikaye değil maalesef gerçeklerdir.


Zülfü Livaneli'nin Serenad kitabını okurken ve bitirdiğimde aklımdan geçenler bunlardı. Keşke birer kurgu olsaydı. Ama zaten gerçekler acı değil midir?

Serenad'ı okuduktan sonra yakın tarihe ilişkin ne çok halı altına süpürülen şey, ne çok kaçtığımız gerçek var diye düşündüm yine. Evet gerçekler acıdır ama yüzleşmedikçe acısı daha da derinleşir sanki.

Tarih okumak bugünü değerlendirmek ve anlayabilmek için ne de önemlidir. Tarihe geçmek, yaptıklarınız, söyledikleriniz ve kararlarınızla… Bir romanın sayfasında isminiz bir cümle içerisinde geçer ve sizin döneminize, mevkinize dair hiçbir fikri olmayan birisi sizi bir tek sıfat ile tanır.

Bu romanla bir çok kişiyi bir cümle içerisinde geçen bir sıfat ile tanıyorsunuz. Kimine minnet ve saygı kimine ise lanet okuyorsunuz içinizden. Bugün tanık olduklarımız yarının tarihidir ve tarih hiç kimseyi affetmez.

Bu romanda Mavi Alay'ı öğreniyorsunuz inanmak, kabullenmek ne güç… ama gerçek. Ve Struma gemisi...inanılmaz facia…ama gerçek. Nazi Almanyası ve Yahudilere edilenleri bir aşk hikayesiyle okuyorsunuz, iç yakar, nefret uyandırır…ama gerçek. Ermeni Techiri ve dram… ama gerçek.

Bu kitabı okuyup bitirdiğimde yazar biraz fazla sert yazmamış mı demek isterdim… Ama hepsi gerçek...