O kadar uzun zamandır çok satanlar listesinde görüyorum ki sanki 1-2 yıldır hatta daha fazla belki.
Sabahattin Ali'yi daha önce okumamıştım ve hakkında fikrim yoktu. Okuduktan sonra biraz araştırma şansım oldu. Sağlam bir kaleme sahip, değerli bir insanı, Sabahattin Ali'yi politik duruşundan dolayı zindanlara sürüp daha sonra da gencecik bir yaşta bir suikast sonucu kaybetmiş olduğumuza içten üzüldüm…
Kürk Mantolu Madonna |
2. bölümde ise Raif Efendi'in Kürk Mantolu Madonna, Maria Puder ile karşılaşması ve onunla tutku dolu, zor aşkı anlatılıyor.
Kitabın 1. bölümü beni daha çok etkiledi. Raif Efendi'yi onu yakından tanımak, onun iç dünyasının kapılarını aralamak isteyen Rasim'in gözünden izliyoruz bu bölümde.
Raif Efendi'nin hayatını gözlemlerken hayata ve insanlara dair yapılan tespitler etkileyici.
Beni etkileyen 1-2 paragrafı paylaşmak istedim unutmamak adına…Derin ve manalı tesbitlerle çok sık karşılaşamıyoruz malum.
...İnsanlar, kendi cinslerinden biri üzerinde kudret ve salahiyetlerini denemek kadar tatlı sarhoş eden ne vardır? Hele bunu yapmak fırsatı, bir takım ince hesaplar dolayısıyla, ancak muayyen bazı kimselere karşı kendini gösterirse…
...İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetlerinden haberdar olmayı tercih ediyorlar…
2 cümlede bu kadar derin anlam ve tecrübeyi anlatabilmek ancak usta bir kalemin harcıdır…
Kitapta yapılan psikolojik analizler, gözlemler okurken okuyucuyu sarmalıyor. Kuramadığımız cümleleri okumak, hayran kalmak…Kitabın büyük bölümünü bu duygu ile okudum.
Kitabın 2. bölümüne geçtiğimizde Raif Efendi'yi kendi kaleminden okuyoruz. Galeride gördüğü bir resme 'Kürk Mantolu Madonna'ya aşık oluşunu ve bu aşkın sadece bir resme olan aşktan öte geçip ete kemiğe bürünüşü ve hazin sonunu…
Raif Efendi ve Maria Puder'in aşkı beni yordu. Bunaldım okurken, ilk bölümdeki akıcılık gitti yerine kağnı hızıyla ilerleyen zorlu bir aşk hikayesi geldi. Kürk Mantolu Madonna karakteri ve yaşanan aşk çoğu kişi tarafından kitabın merkezi gibi görünse de benim kitapta bulduğum merkez çok farklı yerlerde idi.
Evet 2. bölümde Raif Efendi'nin sırlarını okumanın verdiği bir keyif vardı fakat Maria Puder'in anlamsız davranışları ve bu naif adamı sersemletmesi ile geçen bölümleri yorucu buldum.
Kitabın sonunda ortaya çıkan küçük sürprizi de anlamsız ve zorlama buldum.
Kitap büyük bir ustalıkla başladı fakat 2. bölüme geçildiğinde kitabın dili olmasa da içeriği sıradana bağladı benim için. Kitabı bitirdiğimde yorgunluk çöktü üzerime. Raif Efendi'yi bir çırpıda unutmak mümkün değil...
Bu kitabın ilk yayın tarihinden 60 yıl sonra dahi birkaç yıl üst üste çok satanlar arasında olmasına anlam veremedim. Sabahattin Ali'yi ya da kitabı beğenmediğimden değil de bu kitap kadar nice değerli eser bulunduğundan...
Kitabın adının büyük rolü olduğunu düşünüyorum. Bu kitabın Raif Efendi'nin Hayatı gibi sıradan bir adı olsaydı, kitap çok satanlar listesine çıksa dahi burada uzun süre kalamazdı diye düşünüyorum.
Evet, edebi değeri çok yüksek bir kitap ama yine de popüler kültüre hizmet eden bir isme sahip olmak onu biraz da bu listede tutan bence.
Siz ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder