Hep ismini duyuyordum Emrah Serbes'in hatta birgun Istiklal de imza gunu oldugunu gordum. Istanbul'da gordugum en uzun imza kuyrugu idi. Bayagi sasirdim, bu kadar genc bir yazar, buyuk basari diye icimden gecirdim ve birkac ay sonra kitabini aldim. Imza kuyrugundan yazarin kitlesinin 20-30 yas araligi oldugunu cikarmistim ve yazi dilinin de gunumuz diline yakin olmasini bekliyordum.
Kitabin dili tam da tahmin ettigim gibiydi. Aslinda biraz garipsedim sanirim dil bana yabanci geldi. Sanki romanlarin dili hep zamandan kopuk hareket edermis gibi…
Romani begendim mi? Net cevap veremiyecegim. Olaylarin orgusu fena degildi ama ana karakterin kiz kardesine olan takintisi beni bayagi bayiltti. Son 100 sayfayi atlayarak okudum dayanamadigim icin. Gezi olaylarini anlatmasi icimi ciz ettirdi.
Ergen bir erkek gozunden gunumuz genclerinin birbirleri ile olan iliskilerini, iletisim yontemlerini okumak hosuma gitti acikcasi. Sonucta 15-16 yasindaki birinin 2 kati yasindayim ve kusak farki denen seyi hissediyorum da. Whatsup li, iphone lu dunyayi romanlardan okumak da enterasandi. Ben nedense hala garipsiyorum teknolojik bagimliligi ve butun sosyal hayatimizi teknolojinin ellerine teslim etmemizi. Ama kacinilmaz neredeyse whatsup kullanmamak ayip!
Kitabin yorumlarini okudugumda bir bolunmusluk goruyorum cok begenenler ve eski kitaplarina kiyasla begenmeyenler. Selim Ileri nin Emrah Serbes i kiskanmasini anlayabilmek icin sanirim diger romanlari da okumaliyim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder