Bu kitabı okumayı nedense hep erteledim, belki bunda Elif Şafak'ın Habertürk'te yazdığı bazı yazılarından dolayı ondan soğumamın bir etkisi vardır, okumaya ancak yeni fırsat bulabildim. Kitabın dili diğer Elif Şafak romanlarında olduğu gibi oldukça akıcı ve hikaye örgüsü de fena değildi.
![]() |
Ermeniler gözünden Türklere bakmak için |
Üvey baba karakteri ve onun İstanbul'da bıraktığı ailesi de en az onun kadar habersiz 1915'te yaşananlardan tam da şuan Türkiye'de yaşayan yüzde 90 küsur gibi. Tarihte yaşananlara ilişkin arşivler karşılıklı açılmadıkça ve özgür bir ortamda bu konu tartışılmadıkça ağzı olan da konuşmaya devam eder tabi, şaşılacak birşey yok.
Kitabın diğer ana karakterileri üvey babanın İstanbul'da yaşayan kız kardeşi ve yeğeni. Kitabın bana göre en vurucu kısmı Armanuş'un bu aileyi ziyareti ve anlattıklarıyla karşısındakileri aptala çevirmesi.
Kitapta sözde Ermeni soykırımı'na ilişkin çok fazla vurgu ve ima var. Ben biraz göze sokulmaya çalışılıyor gibi hissettim ya da kitaba bu konudan dolayı dava açılmış olması bu konuya ilişkin dikkatimi daha da yoğunlaştırmama neden oldu. Sonuçta bu bir kitap yani bir kurgu ve yazar istediği gibi yazar, burada saygım sonsuz.
Kitapta yüksek dozda tesadüf var hatta bazılarını fazlaca zorlama buldum. Fakat kaybetmeye başladığımız bazı değerleri hatırlatması yönünden sevdim kitabın bazı tesadüflerini. Kendisine karşı büyütülen nefretten habersiz yaşayan insanların atalarına yöneltilen suçlamalar karşısında afallaması ve ne diyeceğini bilememesi gibi sahnelerin işlenişini oldukça başarılı buldum. Kitapla birlikte Ermeniler gözünden Türklere bakışı ve iddia edilen soykırımı 'bir roman' gibi okudum belki de öyle olmasını umarak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder